Nepal’de aslında ne oluyor: Soros-CIA işin neresinde… Bu bilgilere şaşıracaksınız

Gürcistan’da, Ukrayna’da ve Belarus’ta ne gördüysek aynısı Nepal’de de karşımıza çıkıyor. Protestolar öncesinde sosyal medyada ‘nasıl eylem yapılır’ videoları yayımlandı, Instagram ve Discord üzerinden gençler örgütlendi. Gençlere özellikle okul üniformaları ve kitaplarla sokaklara çıkmaları söylendi. Bu, “Nepal’in çocukları” algısını güçlendirmek için profesyonelce planlanmış bir strateji. Burada bir parantez açmakta fayda var: Nepokids etiketi ile yapılan paylaşımlar küresel bir tepki içeriyor: Nepotizme göndermede bulunan ‘Nepokids’ mevki ve güç sahibi kişilerin çocuklarına tanınan imtiyaz ve ayrımcılığa bir tepki… Nepal’de de karşımıza çıkan etiket bu dengesizliğin bir vurgusu…

Ve hareketlerin arkasındaki influencer’lar: Miss Universe adayları, müzisyenler, rock grupları… Tam da gençlerin idol olarak peşinden gideceği figürler.

Sudan Gurung

KİM BU SUDAN GURUNG

Hami Nepal hareketinin lideri Sudan Gurung, 1988 doğumlu. Geçmişinde DJ’lik, gece kulübü işletmeciliği, organizatörlük var. Yani gençlerle aynı kültürel dili konuşan bir isim. 2015 depreminde çocuğunu kaybettikten sonra gönüllüleri sosyal medya üzerinden örgütleyerek Hami Nepal’i kurdu. Başta yardım derneği gibi görünen yapı, zamanla gençlik hareketine dönüştü. “Nepo Kids” kampanyasıyla binlerce genci sokaklara çıkarabilmesi, onun kitleleri mobilize etme gücünü ortaya koydu.

İşin bir de finansal kısmı var: Orada karşımıza USAID ve Soros’u işaret eden semboller çıkıyor.

Nepal’e aktarılan yüz milyonlarca dolarlık yardımın büyük bölümü devlet yerine STK’lar üzerinden dağıtılıyor. USAID’in hangi kuruluşlara ne kadar fon aktardığını hükümete açıklamaması şeffaflık tartışmalarını büyütüyor. Bu tabloya bir de Hami Nepal’in sitesinde görülen yumruk sembolü eklenince, gözler otomatik olarak Soros’un Açık Toplum Vakıfları ve geçmişteki renkli devrimlerde kullanılan görsellere çevriliyor.

Yani hem para akışı hem de semboller, dış müdahale kuşkularını besleyen güçlü işaretler olarak öne çıkıyor.

SIRBİSTAN – OTPOR HAREKETİ

Soros’un yumruğu ve STK’ların dahli daha önce renkli devrimlerde hep başroldeydi:

2000 yılında Sırbistan’da ortaya çıkan Otpor! hareketi, dönemin gençlik örgütlenmelerinin en dikkat çeken örneklerinden biriydi. Liderliğini Srdja Popovic’in yaptığı hareket, kısa sürede ülke çapında yaygınlaştı. Ellerinde taşıdıkları yumruk sembolü, hem Miloseviç rejimine karşı direnişin hem de sonrasında tüm renkli devrimlerin simgesi haline geldi. Bu süreçte Soros fonlarıyla desteklenen STK’ların da hareketin güçlenmesinde rol oynadığı sıkça dile getirildi.

GÜRCİSTAN – GÜL DEVRİMİ

2003 yılında Gürcistan’da gerçekleşen Gül Devrimi, en simgesel halk hareketlerinden biri olarak tarihe geçti. Sokakları dolduran öğrenci hareketleri, iktidara karşı bir direnişin öncülüğünü yaptı. Ellerinde taşıdıkları güller, şiddetsiz değişim isteğinin sembolüydü. Bu süreçte Soros’un Açık Toplum ağı ile bağlantılı sivil toplum kuruluşlarının sahadaki örgütlenmeleri ve sağladıkları fon, hareketin hızla kitleselleşmesinde önemli rol oynadı.

UKRAYNA – TURUNCU DEVRİM

2004 yılında Ukrayna’da yaşanan Turuncu Devrim, seçimlere hile karıştırıldığı iddialarıyla patlak verdi ve kısa sürede milyonları sokaklara döktü. Bu süreçte en dikkat çeken isimlerden biri gazeteci Mustafa Nayem oldu. Yaptığı sosyal medya çağrısı, gençler başta olmak üzere geniş kitlelerin meydanlarda toplanmasını sağladı. Turuncu renk, hem muhalefetin hem de demokratik değişim talebinin simgesi haline geldi. Batı destekli sivil toplum ağlarının fonlarıyla örgütlenen bu hareket, Ukrayna siyasetinde yeni bir dönemin kapısını aralarken, ‘renkli devrimler’ zincirinin de en güçlü halkalarından biri olarak tarihe geçti.

MISIR – TAHRİR MEYDANI

2011’de Mısır’da başlayan Tahrir Meydanı protestoları, Arap Baharı’nın en güçlü simgelerinden biri haline geldi. Bu süreçte öne çıkan isimlerden biri, Google yöneticisi Wael Ghonim oldu. Ghonim’in açtığı Facebook sayfası ve yaptığı çağrılar, on binlerce gencin kısa sürede örgütlenip meydanlara çıkmasını sağladı. Sosyal medya üzerinden yürütülen bu kampanya, modern çağın ilk büyük dijital halk hareketi olarak tarihe geçti. Tahrir’deki kitlesel direniş, hem Hüsnü Mübarek iktidarını sona erdirdi hem de dijital ağların siyasal değişimdeki etkisini tüm dünyaya gösterdi.

HONG KONG – ŞEMSİYE HAREKETİ

2014 yılında Hong Kong’da patlak veren Şemsiye Hareketi, şehir tarihinin en geniş katılımlı demokrasi protestolarından biri oldu. Hareketin yüzü haline gelen isim ise henüz lise öğrencisiyken örgütlenmeleriyle dikkat çeken Joshua Wong’du. Wong’un öncülüğünde sokağa çıkan binlerce öğrenci, seçimlerde Pekin’in etkisine karşı ‘evrensel oy hakkı’ talebinde bulundu. Yağmurlu havanın yanı sıra polisin biber gazına karşı açılan şemsiyeler, kısa sürede hareketin simgesi haline geldi.

BELARUS

2020’de Belarus’ta tartışmalı seçimlerin ardından başlayan protestoların en dikkat çeken isimlerinden biri Maria Kolesnikova oldu. Bir müzisyen ve sanatçı kimliğiyle tanınan Kolesnikova, kısa sürede muhalefetin sembol liderlerinden birine dönüştü. Sahnedeki enerjisini ve karizmasını meydanlara taşıyarak gençleri etrafında topladı. Sanatçı kimliğiyle siyasete yön veren bu profil, renkli devrimler zincirinde farklı bir örnek olarak öne çıktı.

Nepal’deki Hami Nepal hareketi ve Sudan Gurung, Belarus’un ardından renkli devrim zincirindeki bu yeni halkanın bir bileşeni olmuş gibi görünüyor.

Bir de uluslararası ilişkiler boyutuna bakalım:

Nepal bugün Çin ile ABD arasında sıkışmış durumda: Çin, Kuşak ve Yol İnisiyatifi (BRI) projeleriyle havalimanı, yol, enerji yatırımları yapıyor.

ABD ise 1951’den bu yana 1,5 milyar doları aşan yardımlarla, özellikle USAID üzerinden, Nepal’deki STK ağını güçlendiriyor. Ancak yalnızca 2022’deki 659 milyon dolarlık anlaşmanın sadece 71,7 milyonu hükümete, geri kalanı STK’lara aktarıldığını görüyoruz. Nepal hükümeti bu paranın nereye gittiğini sorsa da USAID bilgi vermiyor.

İşte böyle bir ortamda STK’ların devletin önüne geçtiği, ABD’nin Nepal’i Çin’e karşı vekalet alanı gibi gördüğü yorumları da güçlendi.

Bütün bu işaretler bir araya geldiğinde Nepal’de yaşananların ‘yeni bir renkli devrim’ olarak okunması mümkün görünüyor. Masum görünen gençlik hareketleri, popüler kültürden gelen lider figürleri, Batı fonlu STK’lar ve Soros’la özdeşleşen semboller…

Hepsi daha önce gördüğümüz senaryolar.

Sürecin ülkeyi nereye getireceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz.

Gözde Sula

Author: can tok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir