“`html
Ufuk Uras’ın Devlet Bahçeli ile Görüşmesi: Muhalefetin Dikkatini Çeken Başlıklar
Dün, Google’da “Ufuk Uras’ın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile gerçekleştirdiği görüşme” ile ilgili haberleri aradım.
Ancak, karşıma çıkan başlık şu şekildeydi: “En çok okunan haberler…”
En popüler Ufuk Uras haberleri sırasıyla şöyleydi:
Cumhuriyet, Odatv, Sol Haber, Gazete Duvar, T24, Halk TV, Birgün.Net, Aydınlık…
Açılış sayfasını inceleyince, iktidar yanlısı medya organlarının bu konudaki yorumlarına rastlamadım.
Görünüşe göre bu görüşme, özellikle muhalif ve sol eğilimli medyanın oldukça fazla dikkatini çekmiş.
İlk İzlenimlerim
Bu görüşme gerçekten ilgimi çekti.
Çünkü Ufuk Uras, hayatı boyunca Milliyetçi ve Ülkücü hareketle mücadele etmiş bir düşünce insanı. Devlet Bahçeli gibi “devletçi bir milliyetçi” ile Ufuk Uras’ın 70 yaşının üstünde bir araya gelmesi, benim için merak uyandırıcıydı.
Doğrusu, orada bir köşede sessiz sedasız izlemeyi çok isterdim.
Önemli Sorular Hala Cevapsız
Görüşmeye dair tüm haberleri okumama rağmen, içimi en çok curcuna eden bir sorunun cevabını bulamadım.
Öcalan hakkında konuşulmuş, Meclis’e dönmesi üzerinde durulmuş, af masaya yatırılmış… Ancak Osman Kavala’nın durumu neden hiç gündeme gelmemişti?
Gezi davasında tutuklu olan Çiğdem Mater ve diğer Gezi tutuklularının halinin tartışılmadığına hayret ediyorum.
Öcalan gibi kanlı bir geçmişe sahip biri ile Selahattin Demirtaş’ın durumu neden birbirinden uzak tutuluyor?
Türk Siyasi Mahkumları Neden Göz Ardı Edildi?
Devlet Bahçeli ile Kürt milliyetçilerinin hakları üzerine yapılan tartışmalar esnasında, muhalefet nedeniyle cezaevinde tutulan Türklerin hakları neden ele alınmadı?
Bu sorgulamayı yapmamın sebebi ise şu: Öcalan özgürleşirken, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın hapsedilmesi durumunda, bu sürecin samimiyetine inanamıyorum.
Bu nedenle Ufuk Uras’a direkt sordum: “Görüşmede bu konu gündeme geldi mi?”
Cevabına geçmeden önce, görüşmeye dair kişisel düşüncelerimi paylaşayım. Aramızda çok yapıcı bir telefon görüşmesi gerçekleşti.
Ufuk Uras’ın bu çabasını son derece değerli bulduğumu ve desteklediğimi belirtmek isterim.
Yetmez Ama Evet Tartışmaları
Son zamanlarda çevremde sıkça tartıştığımız bir konu da “Yetmez ama evet” meselesi. O referandumda ben hayır oyu kullandım.
Bugün Türkiye’deki insan hakları ihlalleri ve hukukun üstünlüğü meselesinin, o referandumla başladığına dair inancım her geçen gün artıyor.
Ancak, bu referandumda hayır oyu veren pek çok liberal aydını şahsen tanıyorum ve onların iyi niyetle evet oyu kullandıklarına inanıyorum.
Konuşmadığım Konu: Kavala ve Demirtaş
Konuyu Ufuk Uras’a yönelttiğimde, merak ettiğim sorularımın cevabını almak için sorduğumda, “Hayır, açmadım…”
Nedenini ise şöyle açıkladı: “Bu konuyu çok önemsiyorum ama bu aşamada sadece hukukun üstünlüğü gibi genel meselelerle ilerlemeyi tercih ettim.”
Siyasetin Üslubu Değişmeli
Ufuk Uras, Bahçeli’ye “Siyasetin üslubu değişmeli” dedi. Bu cümleye katılıyorum.
Ancak, siyasetin dili değişmeden somut adımlar atmak oldukça zor görünüyor. Bahçeli’nin başlangıçtaki ifadeleri ortamın sıcaklığını etkiledi.
Tartışmalı İfadeler ve Düşünce Çatışmaları
Ufuk Uras, Bahçeli’yle olan tartışmalarında, siyasi üslubun değiştirilmesi gerektiğini dile getirmesi kendince önemli bir adım.
Ancak, bu iktidar ortamında bunun nasıl sağlanacağı ise muamma. Çünkü muhalefet veya iktidar, tüm bu tartışmalarda sürekli olarak kendi çıkarlara göre hareket ediyor.
Toplumdaki Ayrışma ve Düşünce İhtiyacı
Bir demokrasi için düşünce özgürlüğü hayati öneme sahip. Ancak günümüzde birçok aydın, bu türden meseleleri dile getirmekte çekimser kalıyor.
Geçmişte, liberal çevrelerin sağladığı katkılar, Türkiye’nin düşünce hayatında büyük bir boşluk bıraktı.
Sonuç: Samimiyet ve Gerçek Normalleşme
Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın muhalefet adına işlediği adaletsizliklerin görmezden gelinmesi, toplumdaki normalleşmeyi engelleyecektir. Bu noktada, Ufuk Uras’tan bir ricam var.
Bir sonraki görüşmesinde, bu kritik konuları da gündeme getirsin. Ülkemizde hayal edilen barış, sadece Kürtlerle değil, Türklerle de sağlanmalıdır.
Yoksa sorunların çözümü için daha fazla beklememiz gerekecek.
“`