TÜRKİYE Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, “Nitelikli bir gelecek ancak nitelikli insanların sırtında yükselir. Onun için temel meselemizin nitelikli insanlar yetiştirmek, her alanda başarılı, güçlü, bilgi, hikmet ve irfanla donatılmış, ferasetli, liyakatli ve ehliyetli, medeniyet değerleriyle donanmış gençlerimizi yetiştirmektir” dedi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Uşak’ta düzenlenen 20’nci İmam Hatipliler Kurultayı’na katıldı. Uşak Üniversitesi’nde düzenlenen programda Kurtulmuş’un yanı sıra Uşak Valisi Turan Ergün, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, Uşak Belediye Başkanı Mehmet Çakın, Önder İmam Hatipliler Derneği Başkanı Abdullah Ceylan, Uşak İmam Hatipliler Derneği (UŞİMDER) Başkanı Harun Kaya, Uşak Üniversitesi Rektörü Ekrem Savaş, milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri, vatandaşlar yer aldı. Kurultayda konuşan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Nitelikli bir gelecek ancak nitelikli insanların sırtında yükselir. Onun için temel meselemizin nitelikli insanlar yetiştirmek, her alanda başarılı, güçlü, bilgi, hikmet ve irfanla donatılmış, ferasetli, liyakatli ve ehliyetli, medeniyet değerleriyle donanmış gençlerimizi yetiştirmektir. Nitelikli bir gelecekten bahsediyorsak, her alanda böylesine büyük bir gençlik kadrosunu yetiştirmek bizim için önemlidir. Nitelikli gelecek geçmişini unutmadan geleceğe doğru yürüyenlerin yapabileceği bir şeydir” dedi.
‘İMAM HATİP MESELESİ SADECE BİR OKUL ÇEVRESİNDE VERİLEN MÜCADELE DEĞİL’
İlkinin yapıldığı günlerini hatırladığı İmam Hatip Kurultayı’nın bugün 20’ncisini düzenliyor olmanın her bakımdan önemli ve değerli olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, “Ben de imam hatip davasını içinde yoğrulmuş bir ailenin ferdi olarak küçük yaşlardan itibaren bu meseleyi özümsemiş biri olarak, burada gösterilen belgesellerdeki simaları hatırlayan birisi olarak çok kısaca bugün geldiğimiz noktayı çok iyi anlamamız gerektiğini ifade ediyorum. Nereden geldiğini unutanlar, nereye gideceklerini asla kestiremezler. Hem imam hatip meselesini hem Türkiye’de yeniden var oluş mücadelemizi hem bu milletin kendi kökleriyle bütünleşme mücadelesinin hangi safhalardan geçtiğini asla unutmamamız gerekiyor. Bunu sadece geçmişte olanlarla hesaplaşmak anlamında değil, geçmişte olanlardan ders çıkararak nitelikli bir geleceğe daha iyi yürümek için geçtiğimiz süreçleri unutmamamız gerekiyor. Belgeselde gösterilen Eyüp Camisi’ndeki sabah namazlarını, o namazları organize eden insanları dün gibi hatırlıyorum. Okulların önlerinde ufacık evlatlarımızın ağlatıldığı günleri, velilerinin çaresizliklerini, bir masal gibi değil, yaşanmış gerçek bir hikaye olarak hatırlıyorum. Kendi hayatında çok sayıda Türkiye’nin antidemokratik geçiş noktalarına şahit olmuş birisi olarak, bu verilen mücadelenin Türkiye’nin nitelikli geleceği için ne büyük bir anlam ifade ettiğini gayet iyi anladığımı ifade etmek isterim. İmam hatip meselesi sadece bir okul çevresinde verilen mücadele değildir” konuştu.
‘İMAM HATİP LİSELERİ AYNI ZAMANDA BİR BAŞARI ÖYKÜSÜDÜR’
Bu topraklarda Cumhuriyet tarihinin toplumsal olarak en büyük taban bulmuş sosyal projelerinin başında imam hatip okullarının geldiğini belirten Kurtulmuş, şöyle konuştu:
“Toplumun farklı kesimleri yememiş, içmemiş o okulları yapmış, o okullara öğrenci yetiştirmiş, sırtında çuvallarla çocuklara yiyecekler taşıyarak çocukların istikbalinin gerçekleşmesi için mücadele etmiştir. Ortak ve gerçekten güçlü bir proje olarak bu mücadeleyi hatırlamamız gerekiyor. Türkiye’nin demokrasi tarihinin seyrine paralel bir seyir imam hatip okullarının geçmişinde yer almıştır. Demokratik ortamında kısıtlandığı, millet iradesinin baskı altına alındığı bir dönemlerde imam hatip liselerinin programları değiştirilmiş, kapısına kilit vurulmuştur. Öğrenci sayısının 60 binlere düştüğü günleri hatırlıyorum. Bugün 1,5 milyona yaklaşan öğrenci ordusuyla imam hatip liseleri aynı zamanda bir başarı öyküsüdür. Bizden önceki nesiller yokluk, kıtlık, yoksunluk ve maalesef baskı altında olmanın mücadelesini ve imtihanını veriyorlardı. Çok şükür onların ektikleri bu tohumlar sayesinde bizse bugün varlığın, gücün ve bundan sonraki süreçlere ilişkin elimizdeki imkanların sınavıyla karşı karşıyayız. Bizim sınavımızın daha çetin olduğuna inanıyorum. Niteliğin arttırılması konusunda elimizden gelen mücadeleyi vereceğiz.”
‘BÜYÜK BİR MİLLETİZ’
Türk milletinin büyük bir millet olduğunu söyleyen Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“Bu millet tarihi boyunca gündelik işlerle hiç uğraşmamıştır. Bizim için durmak, olduğumuz yerde saymak hiçbir zaman gerçekleşmemiştir. Aynı zamanda hep bu ülkeyi sağdan, soldan çekiştirerek bu ülkenin düşmanlarının bu milleti boğmak istediği nice serüvenleri çok yaşamışız. Geçmişi unutmayacağız. Hangi zorluklara göğüs gerdiğimizi unutmayacağız. Yaşadığımız çağı iyi anlayan, bu çağı yorumlayabilen ve bu çağın gereklerini yerine getirebilen insanlarla yola devam etmek zorundayız. Bu çağın gereklerini yerine getirirken unutmayacağımız esas unsur ise her birisini ‘Hz. İnsan’ olarak göreceğimiz insandır. Bu çağın ıskaladığı en temel meselelerden birisi, insanın kutsiyeti, insanın ulviyeti, insanın eşrefi mahlukat olduğu gerçeğidir. Bunu bilerek, insana dokunup, insanın halini iyileştirecek her türlü çabayı ortaya koymak zorundayız. Türkiye olarak Allah’a çok şükür Cumhuriyetimizin ilk asrını geride bırakıyoruz. Cumhuriyetin ikinci asrına sözü güçlü, gücü tesirli bir Türkiye’nin asrı olmasına inandığımız yeni bir döneme giriyoruz. Türkiye Yüzyılı’nın kapılarını sonuna kadar açmış olan milletimizin gösterdiği istikamette güçlü Türkiye’yi kurmak için mücadele ediyoruz. Nitelikli gelecek Türkiye Yüzyılı’nın da önemli beklentilerinden birisidir.”
‘AİLENİN GÜÇLENDİRİLMESİ VE KORUNMASI İÇİN GEREKLİ ADIMLARI ATACAĞIZ’
Nitelikli geleceği oluşturmanın yollarından söz eden TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Nitelikli gelecekten bahsediyorsak sağlam bir mefkureyi, ortak milli bir hedef haline getirme mecburiyetimiz vardır. İkinci temel unsur bu mefkureyi yürütecek, ileriki nesillere aktaracak sağlam bir toplumsal yapının oluşmasıdır. Bunun en başında her zaman övündüğümüz ama maalesef güncel olarak da çeşitli tehlikelerle karşı karşıya kalan aile yapımızı güçlendirmek temel ödevlerimizden birisidir. Bugün dünyada nesilleri mahvetmeyi kendisi için vazife bilen şer odaklarının büyük bir propaganda ile hedef aldığı temel unsurlardan birisi aile yapısıdır. Bu aile yapısının güçlendirilmesi için gayret edeceğiz ve inşallah önümüzdeki dönemde yapacağımız yeni anayasa çalışmasında da Türk ailesinin güçlendirilmesi ve korunması için gerekli adımları atacağız. Sağlam bir toplumsal yapının ileriye doğru güçlü bir şekilde devam etmesi için olmazsa olmaz, içimizdeki farklılıkları bir güç unsuru olarak kabul etmektir. Toplumsal yapımızın güçlü olmasının önemli ayaklarından birisi güçsüze, yoksula, mağdurlara kucak açmak, onların elinden tutmaktır. Biz yolda kalmışa, güçsüze, mağdura yardım etmekle ünlenmiş bir milletiz. Nitelikli geleceğin üçüncü temel şartı güçlü insan kaynağına sahip olmaktır. Nitelikli geleceği kurabilmemiz için en temel unsurumuz ile güçlü bir devlet yapısına sahip olmaktır. Devlet ele geçirilecek bir yer değil, devlet, milletin verdiği yetkiyle, millete hizmet edilecek bir makamdır, bir hizmet yeridir. Devletin yeniden yapılanması, hızlı ve etkin kararları alan bir mekanizma haline dönüştürülmesi için milletimizin kararıyla Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine geçmiş bulunuyoruz” dedi.
‘YENİ REFORMLARIN ORTAYA KONULMASI KAÇINILMAZDIR’
Güçlü bir devlet sisteminden kastının sadece devletin güçlü olması değil, aynı zamanda milletin de güçlü olması olduğunu belirten Kurtulmuş, “Güçlü bir devlet yapısının önemli unsurlarından birisi adalet ve merhametin kurumsallaşmasıdır. Adalet ve merhametin yan yana geldiği toplumsal yapıya ‘kerim devlet’ derler. Devlet yapısının güçlü olması, kerim devlet yapısını inşa etmemizle mümkündür. Türkiye’de sanayileşme de eğitim alanında atılan adımlar da siyaset alanındaki başarılar da hiç şüphesiz demokrasinin genişlediği dönemlerde olmuştur. Demokrasinin daraldığı dönemlerde bu alanların hiçbirinde bir başarıdan söz etmek mümkün değildir. Demokrasinin daraldığı hiçbir dönemde milletimizin geniş ufuklar sahibi olduğu görülmemiştir. Bugün eğer nitelikli bir gelecekten söz edebiliyorsak, Türkiye’deki demokratik ortamın gelişmesinde bunda çok büyük bir katkısı vardır. Şimdi devlet yapısının güçlenmesi bakımından önümüzde standartları yüksek bir demokrasiyi inşa etme dönemi var. Türkiye’nin temel hukuksal metinlerinin yeni baştan yazılması, yeni reformların ortaya konulması kaçınılmazdır. Çağdaş, milli, katılımcı, kapsayıcı yeni bir anayasanın yapılması boynumuzun borcudur. TBMM’de yeni bir iç tüzükle işleyişin daha rasyonel, daha demokrat, daha hızlı bir şekilde olmasını sağlamak da gündemimizdedir. İnşallah bunu gerçekleştireceğiz. Bunun için Siyasi Partiler Yasası, Seçim Yasası gibi diğer konularda güncelleme yapmak da önümüzdeki konulardan bazılarıdır” diye konuştu.
‘İMAM HATİP OKULLARIMIZIN YÜKLENDİĞİ VAZİFE, TAKDİRE ŞAYAN’
İlkler şehri olarak bilinen güzel Uşak’ın, elektriği ilk kullanan, ilk şeker fabrikasının kurulduğu, ilk çocuk kütüphanesinin açıldığı bir şehir olduğunu ifade eden Uşak Valisi Turan Ergün de “Sayısız medeniyete ev sahipliği yapan Uşağımız, milli mücadele döneminde de İstiklal mücadelesinin fiilen sona erdiği ilimiz olmuştur. Bugün ise Uşak, tekstil başta olmak üzere birçok sanayi kolunda ülkemiz ekonomisine katkı sağlamaya devam etmektedir. Uşağımız Türkiye Yüzyılı’nın da büyük hedeflere ulaşmasında üzerine düşen görevleri yerine getirmeye hazırdır ve devam edecektir. Bir yandan çağımızın gerektirdiği bilgi ve becerilerle donattığımız gençlerimizi bir yandan da manevi, kültürel ve insani değerlerle şahsiyet sahibi bireyler olarak yetiştirmek durumdayız. Bu sorumlulukta da imam hatip okullarımızın yüklendiği vazife, takdire şayan olmuştur” dedi.
‘EĞİTİM ÇOK YÖNLÜ BİR HADİSE’
Programda yaptığı konuşmasında eğitimin çok yönlü bir hadise olduğunu ifade eden İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan da “Bir tarafında göz bebeğimiz çocuklarımız, bir tarafta onları eğitmekle mükellef sorumlu idarecilerimiz, bir tarafta bu çocuklarımızın anne babaları var. Veli de bu eğitimin çok önemli bir tarafı. Böyle bir düzlemde bu eğitimin sadece devletlerin alacağı kararla, sadece öğretmenlerin yaptıklarıyla şekilleneceği bir kısa yol yok. Bu çok taraflı, birçok fedakarlığın içine girmesi gereken bir süreç. Sene başında, ortasında ve sonunda bazı profil testleri yapılmalı ki bu çocuklarımızdaki gelişmeleri çözelim, yaptığımız çalışmalar daha isabetli olsun. Bir milyon 100 binin üzerinde Türkiye’de devletin öğretmeni var. İmam hatiplerdeki sayı da 150 bin civarındadır. Normalde öğretmen atama belirleme rejimi bir memuriyet kapısına göre yapılmış. Arkadaşlarımızı nasıl motive edebiliriz, buna kafamızı yormamız lazım. Gelin hep birlikte kendi okullarımızdaki öğretmenlere kıymet vermeyi tercih edelim” ifadelerini kullandı.
Önder İmam Hatipliler Derneği Başkanı Abdullah Ceylan da konuşşmasında, “Buradan aldığımız enerjiyle, heyecanla Anadolu’nun dört bir yanını 65 yıldır mayaladığımız gibi yeniden mayalamak için dönecek, derdine derman olmadığımız, elimize omzunu atmadığımız hiçbir genç kardeşimizi bırakmadan heyecanla çalışacağımıza inanıyoruz” dedi.
‘İMAM HATİPLİLER BAŞARIDAN BAŞARIYA KOŞUYOR’
Uşak İmam Hatipliler Derneği (UŞİMDER) Başkanı Harun Kaya da “Sizleri kilometrelerce uzaktan buralara getiren ruh, imam hatip ruhudur. İmam hatiplilerin hayatı hep mücadele ile geçmiştir. Zaman gelmiş kısıtlamalar olmuş, zaman gelmiş kapatılmış, üçüncü sınıf vatandaş olarak görülmüştür. Allah’a hamdolsun bir imam hatipli çıkmış, o prangaları kırmış ve imam hatipliler eski hürriyetine kavuşmuştur. Bugün Türkiye’nin her yerinde imam hatipliler başarıdan başarıya koşuyor” diye konuştu.
Uşak Üniversitesi Rektörü Ekrem Savaş ise imam hatip okullarının kurulmasında emeği geçen herkesi minnetle andı. Uşak Belediye Başkanı Mehmet Çakın, bir imam hatip mezunu olarak düzenlenen kurultayın imam hatip mücadelesine hayırlar getirmesini temenni etti.